Dünyadaki herkesin (medeniyetten bihaber Sentinel kabilesinin bile) varlığını bildiği ve çıplak gözle gördüğü, dünyamıza en yakın göz cismidir Ay.
21 Temmuz 1969 tarihinde Apollo 11 ile yapılan yolculuğun ardından Neil Armstrong’un ilk ayak bastığı andan sonra 11 kişi daha Ay üzerinde yürümüştür. Hepimiz Ay’da yürüyüş yapan ilk insanı biliriz ama Eugene Cernan ismini çok az insan bilir. Kendisi Aralık 1972’de, Apollo 17 ile yapılan son yolculukla birlikte Ay üzerinde yürüyen 12. ve son insandır, tabi şimdilik. Şimdilik diye yazma sebebim, NASA’nın Artemis ismini verdiği proje ile Ay’a insanlı uçuşlarla geri dönüleceği ve bu astronotlar arasında bir kadının da yer alacağı bilgisini paylaştı. Görev başarıyla gerçekleşirse ilk defa Ay’a bir kadın gitmiş olacak. Umarım ölmeden önce bu tarihi ana tanıklık yapma şansına erişiriz.
Cumhuriyet’in ilanından sonra, uluslararası ilişkilerde yaşanan karışıklık ve zorlukları ortadan kaldırmayı amaçlayan kanunlardan olan 698 sayılı kanuna göre 1 Ocak 1926 yılından beri resmi olarak miladi takvim kullanmaktayız. Bu kanundan önce Osmanlı’da uzunca bir süre hicri takvim kullanılmaktaydı. (Ha bir de Rumi takvim var, o konulara hiç girmeyelim, çıkamayız; zaten çıkılamadığı için de 698 sayılı kanun var çok şükür ki). Yazımızın konusu olan “Ay”ın döngüsüne göre hesap edilen hicri takvimdeki aylar 29 veya 30 günden oluşur ve bu nedenle güneşin döngüsüne göre hesap edilen 365 günlük miladi takvimden yaklaşık 10 gün kısadır. Bu nedenle her yıl, Ramazan ve dini bayramlar bir önceki yıla göre yaklaşık 10 gün daha önce karşılanır. (Osmanlı’da hilalin görünmesi Ramazan ayının başlaması anlamına gelirdi ve hilali ilk görüp de kadıya bildirenlere hediyeler verildiği de rivayet edilir)
Hilal, Şanlı Türk bayrağımızda da yer alan iki gök cisminden birisi olup, Ay’ın evrelerinden biridir. Doğal ışığı olmayan doğal uydumuz; ancak Güneş’ten aldığı ışığı Dünya’ya yansıttığı için, bu üçünün kendi aralarındaki pozisyona göre belli açılarda ve şekillerde kendini bizlere gösterir ve evreler de bu nedenle oluşur. 4 ana evre ve her ana evre arasında da 4 ara vere vardır. Kabaca bu evrelerden de bahsedecek olursak:
Yeni Ay : Ay’ın karanlık olarak görüldüğü evredir. Ay, Güneş ile Dünya arasında kaldığı için, Dünya’ya bakan yüzü ışık alamaz ve karanlıkta kalır. Ana evredir.
Hilal : Ay, Güneş’in batısında olduğu durumda C şeklinde görünür ve bu ismi alır. Ara evredir. Dolunay ile birlikte tüm dünyaca tanınan Ay’ın en ünlü evrelerinden birisidir. Tüm dünyada İslam’ın sembolü olarak bilinir. Ayrıca yenilik, doğum ve taze hayat simgesi olarak da kabul edilir.
İlk Dördün : Yeni Ay’dan 1 hafta sonra görülen evredir. Yarısı kesilmiş pastanın D harfine benzediği hali olarak da düşünebilirsiniz. Artık Ay’ın yarısı aydınlanmıştır. Ana evredir.
Şişkin Ay : Dolunay’dan önceki, ilk dördünden sonraki durumdur. Ay’ın aydınlanmayan çok az bir kısmı kalmıştır. Ara evredir. Güzelliğin ve parlaklığın simgesi olarak da kabul edilir.
Dolunay : İlk dördün’den 1 hafta sonra görülen evredir. Artık Ay’ın tamamı aydınlanmıştır. Bir çok romanda, filmde, dizide, korku ve fantastik bir çok öyküde konusu geçen Ay’ın en ünlü evresidir. Ana evredir.
Şişkin Ay : Dolunay’dan sonraki durum yine bu isimle anılır. Ara evredir.
Son Dördün : Dolunay’dan 1 hafta sonra görülen evredir. Ters D harfi gibi görünür. Ana evredir.
Hilal : Ay, Güneş’in doğusunda olduğu durumda ters C şeklinde görünür ve bu ismi alır. Ara evredir.
Her ana evre arası 1 haftadır ve aynı döngü yaklaşık 4 haftada tamamlanır. https://www.timeanddate.com/moon/phases/ linkini tıkladığınızda o gün Ay’ın nasıl görüneceğine istediğiniz an ulaşabilirsiniz. Hatta bazı kol saatlerinde de evreleri görebileceğimiz bir özellik bulunmaktadır.
Gelelim Ay’ın neden hep aynı yüzünü gördüğümüz konusuna… Ay, hem kendi etrafında dönmekte ve hem de Dünya etrafında dönmektedir. Tıpkı Dünya’nın Güneş ile olan dansı gibi. Fakat Ay’ın kendi etrafında 1 tam tur dönmesi için geçen süre ile Dünya etrafında 1 tam tur dolaşması için geçen süre (yaklaşık 29,5 gün) mükemmel derecede birbirine eşittir. Bu süre daha uzun ya da daha kısa olsaydı, Ay’ın görünmeyen yüzü diye bir kavram olmayacaktı. Biz göremesek bile bu bölge de Güneş’ten ışık almaktadır. Bu nedenle “Ay’ın karanlık yüzü” ifadesi teknik olarak yanlıştır.
Deep Space Climate Observatory uydusu tarafından çekilen aşağıdaki fotoğrafta, Ay’ın arka yüzü ve gezegenimiz bir arada görülmektedir.
Eskiçağlardan günümüze dek, insanlık tarihinde Ay, dilimizi, kültürümüzü ve dolayısı ile davranışlarımızı etkileyen, Güneş ile birlikte en eski ve en önemli unsurlardan birisi olmuştur. Takvim konusunu üstte bahsetmiştim, bunun yanı sıra astrolojide, mitolojide önemli bir unsur, kültür ve edebiyatta da önemli bir metafor olarak kullanılmış ve insanlık var oldukça da kullanılmaya devam edecektir. Üstte de belirttiğim gibi şanlı bayrağımızda da yıldız ile beraber çok güzel bir ikili olarak yer alır ve tüm milli duygulardan bağımsız söylüyorum; tasarım itibariyle dünya bayraklarının en güzel ve en etkileyicilerinden biridir.
Bu vesile ile Cumhuriyet’imizin 98.yılını kutluyor ve kurulmasında emeği geçen büyüklerimizin aziz hatıraları önünde saygı ile eğiliyorum. Ayrıca yeni gireceğimiz Kasım ayında hepinize mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir AY diliyorum…
Geleceğe Not
Her hafta yeni bölümlerle yayın yapan podcast kanalı.
Yazı Arşivi