Eklektik Stil ve Özgürlük Hissi

Geleceğe Not > Yazılar > Makaleler > Eklektik Stil ve Özgürlük Hissi

post cover

Eklektik Stil ve Özgürlük Hissi

  • Yazar: Mümin Gülmez 
  • Category: Makaleler 
  • Yorumlar (0) 

Her insanın doğumundan itibaren yıllar içinde oluşturduğu estetik bir algı var. Yaşadıkça şekillenen bir birikim.

Vintage diye bir kelime var. Günümüzde sıkça kullanılıyor, ki bunun sebebi geçmişin güzelliğine duyulan özlem bence. Geleceğin bilinmezliğindense geçmişin zarafeti cezbediyor belki de kim bilir? Belki minik bir garanticiliktir sebebi, geleceğin hatalarındansa geçmişin telafisi yapılmış sonuçlarına odaklanmaktır. Türkçe karşılığı bağ bozumu olsa da, Fransız kökenli bir kelime olan nostalji anlamına geliyor aslında.

Bir de retro kelimesi var ve bu kavramlar birbiriyle karıştırılıyor. Vintage, belli bir dönemde üretilmiş olup o döneme ait bir nesne iken, retro belli bir döneme gönderme yapılarak üretilmiş güncel bir versiyon. Antika tabirini vintageden ayıran ise antikanın uzun yılları kapsıyor oluşu ve çok nadir parçaların yer edinmesi.

Mesela ev tasarımında minik minik yer almaya başlayan pirinç şamdanlar vintage birer parça esasında, fakat parçalar büyüdüğünde yani sıra büyük ebatlı eşyalara geldiğinde, yerini retro parçalara bırakıyor nedense. Misal, 1970’de yapılan bir gardırop tercih edilmeyip 1970’ler görüntüsü taşıyan, “mış” yapılan bir gardrop tercih ediliyor. Bunun haklı gerekçeleri de var tabi ki. Ergonomik olmayışı, piyasada yeterince bulunmayışı ve tabi ki pahalı oluşu. Eşyaların ruhuna inanan biri olarak “mış” gibi yapılmış şeyler beni biraz rahatsız etse de, esintiler taşıyor oluşu kısmen de olsa yetiyor o görüntüyü yakalamaya. Bir de demode diye bir tabir var; modası geçmiş demek, ki bununda gerçekliğine kısmen de olsa inanıyorum. 1960 da sağlanan bir görüntü birebir kopyalandığında demode yaftası yapıştırılıyor. Haksız bir tabir de sayılmaz aslında. Sanki zaman akıp gitmiş ve birileri oldukları yerde saymış gibi.

Her dönemin kendi içinde yaşanması gerektiğini düşünüyorum. Her fikir bir sonrakine miras bırakarak biraz daha yaşlanıyor ve ölüyor. Yıllanıyor her düşünce ve her nesne… Bunların harmanlanıp kullanılışı ise bence bol baharatlı lezzetli bir yemek gibi. Tabi ki buna da bir isim bulunmuş, bu da asıl konumuz olan eklektik stil. Kendisi en sevdiğim stil olup özgürleşme imkânı veriyor. Bir zaman makinesine atlayıp yıllar arasında gezinip alışverişler yapıp, kendi dünyanda park edip durmuşsun gibi bir his. Her yıldan her yöreden birbirinden bağımsız nesneler, aynı anda aynı yerde konumlandırılabiliyor. Bu da ruhuma, sıkıldığı daraldığı alandan çok daha geniş bir alan imkânı sunuyor. Böyle böyle iyi ediyorum kendimi ve devam ediyorum yaşamaya…

Vazoların ev tasarımındaki yerinden bahsedeceğim bir sonraki yazımda görüşmek üzere. Sevgiler…

Geleceğe Not

Her hafta yeni bölümlerle yayın yapan podcast kanalı.