Boğazın serin havası eşliğinde Dolmabahçe Sarayı’nın ihtişamlı kapısının ardında ziyaretçilerini bekleyen yemyeşil bir bahçe ve birbirinden zarif havuzlar, kısa bir yürüyüşün ardından karşılaşılacak Neo-Klasik ve Neo-Barok süslemelerle bezeli yapının içinde yer alan 553 eserin karşılama törenini üstleniyor adeta.
Sultan Abdülmecid döneminde inşa edilen Dolmabahçe Sarayı, Mabeyn Dairesi, Muayede Salonu, Harem ve Veliahd Salonu olmak üzere dört ana bölümden oluşuyor. Bu bölümlerden Veliahd Salonu’nun bir bölümü yaklaşık yedi yıl süren restorasyon çalışmaları sonrası “Millî Saraylar Resim Müzesi” olarak sanatseverlerin hizmetine sunuldu. T.C. Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren müze, tematik bütünlük içinde 11 bölümden oluşmaktadır. 2014-2020 yılları arasında bu 11 bölüm içerisinde 200 eser sergilendi. Yıldız Sarayı ve Topkapı Sarayı’nın Milli Saraylar bünyesine katılmasının ardından koleksiyon zenginleşerek 553’e yükseldi. Tabii bu yükseliş Milli Saraylar Resim Müzesi Yöneticisi Gülsen Sevinç Kaya’nın Artam Dergisi’nde bahsettiği gibi hiç kolay olmadı. Özellikle kondisyonu düşük olan bazı tablo çerçevelerinin restorasyon için sökülmesi bile oldukça riskliydi. Bu yüzden hassas ve zor bir çalışma süreci geçti. Bu süreci belki de en iyi şekilde anlamak için Türkiye’nin en büyük oryantalist tablosu olan Çölde Av adlı eserin karşısına geçip uzun bir süre incelemek gerekli. Sait Halim Paşa Yalısı’ndan alınarak üç aylık bir hazırlık aşamasından sonra Resim Müzesi’ne nakledilen, ressam Felix-Auguste Clement’e ait 35 metrekarelik tablo için zarar görmeden taşınmasını sağlayacak özel ahşap sandık bile üretildi.
Clement’in meşhur eserinden bahsetmişken müzedeki diğer ünlü ressamlara değinmemek olmaz. Saray Ressamları bölümünde yer alan Polonyalı Ressam Stanislaw Chlebowski, İtalyan Ressam Luigi Acquarone, yine bir İtalyan Ressam Fausto Zonaro’nun muhteşem eserleri sanatseverlerin ziyaretini bekliyor. Ayrıca 1817 doğumlu, zamanının en önemli Rus sanatçılarından biri olan İvan Konstantinoviç Ayvazovski’nin denizcilik üzerine yoğunlaşan, ışık ve gölgeyi ruhundaki dalgalarla beraber muazzam bir uyum içerisinde tablolarına yansıttığı eserleri, yapının en ihtişamlı mekânı olan Merasim Salonu’nda yerlerini alıyor. Bu isimlerle beraber, Osman Nuri Paşa, Osman Hamdi Bey, Halil Paşa, Hüseyin Zekâi Paşa, Hoca Ali Rıza, Şevket Dağ, İbrahim Çallı, Hikmet Onat gibi Türk ressamların eserleri de sergileniyor.
Millî Saraylar Resim Müzesi, Osmanlı Devleti’nin Lale Devri’nden itibaren Batı’yı tanıma sürecinde yaşanan tecrübelerden yola çıkarak, Mühendishane-i Berrı-i Hümayun ve Mekteb-i Harbiye-i Şahane gibi askeri okullarda resim derslerinin ders programlarında yer almasına, Fransız Ressam Pierre-Desire Guillemet’nin Pera’da 1874 yılında Sultan Abdülaziz’in desteği ile Türkiye’nin ilk resim okulu olan Desen ve Resim Akademisi’ni açmasına kadar sanatsal açıdan önemli birçok olayı gözler önüne seren bir süreci bir araya getiriyor.
Pandeminin sonucu olan yasakların ağırlığından bunalan tüm sanatseverlerin Müze Kart ile ücretsiz ziyaret edebileceği bu müze, bu topraklardaki resim sanatının yolculuğunu ve gelişimini gözler önüne seriyor. Biraz deniz havası, biraz ağaç kokusu ve biraz kahve eşliğinde zihnini sanat ile şarj etmek isteyen herkesin vaktini ayırması umuduyla…
Geleceğe Not
Her hafta yeni bölümlerle yayın yapan podcast kanalı.
Yazı Arşivi