İnsanoğlunun özellikle son elli altmış yılda havacılık ve uzay sanayinde gelişmesiyle, çeşitli amaçlara hizmet eden uydular ve uzay araçları Dünya’nın gezegeninde hiç de azımsanmayacak derecede yer kaplamaya başladı. Özellikle haberleşme ve navigasyon alanındaki uygulamalar ülkelerin uzay endüstrisine yatırım yapmasını daha da hızlandırdı. 1957 yılında Sputnik-I uydusunun fırlatılmasından beri 5.400’den fazla fırlatma gerçekleştirildi. Ömrü sona eren uydu ve benzeri diğer yapılar zamanla uzay çöpü kavramını oluşturmaya başladı.
Uzay çöpleri, uyduları yörüngeye fırlatılan roketlerin parçaları, boş yakıt tankları, somunlar, cıvatalar, sökülebilir bağlantı parçaları, çöp torbaları, tornavidalar vb. artık herhangi bir faydası olmayan Dünya’nın çevresindeki yörüngede bulunan nesneler topluluğudur.
Uzay cisimlerinin çarpışmaları uzay araçlarının devre dışı kalmasına ve diğer uydular için tehdit anlamına gelecek yeni uzay çöpü bulutlarının meydana gelmesine yol açabilir. “Kessler Sendromu”na göre, her bir çarpışma sonucu ortaya çıkan parçacıklar sonraki muhtemel çarpışmaların olasılığını artırır. Bu da yeni uzay cisim ve parçacıklarının ortaya çıkmasını beraberinde getirir. Uzay çöplerinin uydulara ve haberleşme sistemlerine vereceği zararların önüne geçilebilmek için bu çöpler sürekli olarak izlenmekte, radar teknolojileri ve optik sistemler aracılığıyla sınıflandırılmaktadır. Muhtemel risklerin önceden tespiti ve önlenmesi için Dünya’da farklı istasyonlardan toplanan veriler, ilgili kuruluşlar arasında paylaşım sağlanarak analiz edilir. Bu veriler risk içeren durumlarda uyduların pozisyon değiştirmesi için gereken durumlarda kullanılır.
Tehlikeli ve başıboş hareket eden parçaları yok etme yolları üzerinde yapılan birçok çalışma var. Uzay çöplerinden kurtulmanın en basit yolu, yörüngelerinin değiştirilip Dünya’nın atmosferinde kontrol altına alınarak katmanlarda yanmalarının sağlanmasıdır. Fikirlerden biri de devasa bir elektromıknatısın kullanılmasıdır. Bu mıknatıs kendine yaklaşan uzay çöplerini istenilen yöne doğru itebilir. Bir başka yöntem de lazer uydularla uzay çöplerinin parçalanarak imha edilmesidir.
Günlük hayatta kullandığımız neredeyse tüm haberleşme araçlarının sürdürülebilir olması uzay altyapı ve araçlarının kesintisiz erişimiyle mümkündür. Uzay çöplerinin takibi, uzay aracı üreticileri tarafından korunması, aktif yörüngelerin yeni uzay çöpleri tarafından işgalinin engellenmesi, önlemler alınması ve ülkelerin bu konuya hassasiyetle yaklaşması küresel bir zorunluluk haline gelmektedir.
Geleceğe Not
Her hafta yeni bölümlerle yayın yapan podcast kanalı.
Yazı Arşivi