Dürüstçe, baştan uyarma gereği hissediyorum; bu yazı, EYT ile ilgili son durum haberi değildir! İnternet ortamındaki yeterince farklı kaynaktan son durumu öğrenebilirsiniz. Bu yazı EYT’nin ne olduğunu anlamaya çalışanlar için naçizane bir bilgilendirme yazısıdır.
“Emeklilikte Yaşa Takılanlar” ifadesinin baş harflerinden oluşan EYT, sigortalı olarak çalışma hayatına atıldığı esnada emekli maaşına hak edebilmek için sadece belli bir yıl sigortalı olma (kadınlar için 20 yıl, erkekler için 25 yıl) ve 5.000 gün prim ödeme koşulları yeterli iken, 8 Eylül 1999’da çıkan kanunla birlikte bu kriterlere, yaş kriterinin eklenmesi ve bu yaş kriterini karşılayamadığı için (yaşa takılıp) kanunda belirtilen yaşı doldurana dek emekli maaşına hak edemeyenleri temsil etmektedir.
Eylül 1999’da kanun çıkmadan önce 18 yaşında bu sisteme giren bir kadın 20 yıl bu sistemde kaldıktan sonra 5.000 gün de prim ödemiş olursa (ki 5.000 gün yaklaşık 14 yıla karşılık geliyor) 18+20=38 yaşında emekli olup (erkekler için de 18+25=43 yaşında emekli olup) vefat edene dek emekli maaşına hak kazanıyordu. Genel olarak 1999 depreminde oluşan ekonomik sarsıntının etkisini azaltmak amacıyla bu kanunun (4447 sayılı kanun) çıkarıldığı söylenir fakat tasarı meclise, depremden yaklaşık 1 ay önce yani Temmuz ayında gönderilmiştir. Gerekçe olarak da SSK’nın o dönemdeki yapısal sorunlarından dolayı oluşan açığının kapatılması gösterilmişti. O dönem tabi ki bu kanuna itirazlar oldu ve iş Anayasa Mahkemesi’ne kadar taşındı. 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigorta numarası alanlar (yani yaşa takılanlar) emekli maaşına hak kazanmak için yaş kriterinden muaf tutulmak istediler (ve halen istiyorlar) ve “maç başladıktan sonra kural değişmez, kazanılan hak geri alınamaz” ilkesini öne sürdüler. Öte yandan Anayasa Mahkemesi ise ortada kazanılan bir hak olmadığını ancak “beklenen hak” olduğu vurgusunu yaparak itirazları kabul etmedi.
Bugüne gelecek olursak, Google’a EYT yazdığımızda 8 milyona yakın sonuç karşımıza gelmektedir. 2018 yılında yapılan son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 50 milyon geçerli oy kullanıldığı göz önüne alınırsa, EYT’nin (5 milyon kişi olduğu tahmin edilmektedir) teorik olarak %10 gibi ciddi bir oy potansiyeline de sahip olduğu söylenebilir. Hal böyle olunca gazete tirajı, site tıklaması, TV reytingi ve hatta seçim oyu almak isteyenler için güzel bir damardır. Bu konuda cumhurbaşkanı, 2019 yılında EYT için “erken emeklilik” ifadesi kullanmış “milletimin zararına olan bir konuda yokum, seçim kaybetsem de yokum” diyerek olayı noktalamıştır desem de Takvim Gazetesi Ekonomi Müdürü Faruk Erdem, bu konuda çalışma yapılıp çözüm için alternatifler oluşturulması yönünde cumhurbaşkanının bir talimatının olduğu geçtiğimiz günlerde belirtti.
1995 Temmuz ayında sigorta numarası alıp çalışma hayatına atılan bir EYT’li olan şahsım için de konu hassasiyetini korumakta. Fiziksel olarak bu yaşta “emekli” sıfatı almak ve vicdanen de ekonominin bu durumunda (1 dolar bugün 13,50 TL’yi gördü) devletten maaş almak düşündürücü gelse de, ben de “beklenen haktan ziyade, kazanılmış bir hak” olduğu kanaatindeyim. Yaşayıp göreceğiz. Çünkü bir zamanlar bedelli askerlik de “şehitlerimize ve gazilerimize saygısızlıktı değil mi?
Geleceğe Not
Her hafta yeni bölümlerle yayın yapan podcast kanalı.
Yazı Arşivi