Batı Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Zonguldak, maden ocakları ile ünlü bir şehrimizdir. Türkiye’nin en zengin taş kömürü madenlerini içerisinde barındırması nedeniyle bir hayli önemini koruyan şehir, köklü bir tarihi geçmişe sahiptir. Pek çok farklı uygarlığa ev sahipliği yaparak, farklı kültür ve tarihi izleri bünyesinde taşıyan Zonguldak, tarihi zenginliklerinin yanı sıra doğal güzellikleriyle de görülmeye değer bir yerdir. Yeşil ve mavinin muhteşem uyumuna şahit olacağınız bu yerde, göller, plajlar, parklar ve mağaralar gözlerinizi doyuracak cinsten.

Kaç Günde Gezilir; Zonguldak’ı 2-3 günde gezebilirsiniz. Ayrıca mevsimsel olarak en verim alabileceğiniz zamanlar ilkbahar ve yaz aylarıdır. Kışın daha gri bir şehir olduğundan, yeşilin ve mavinin can alıcı görselini yakalamayabilirsiniz.:)

Müze Kartları; Türkiye’nin hemen hemen tüm şehirlerinde geçerli olan Müzekart, Kültür Bakanlığı’na bağlı tüm müzelerde ve birçok yerde ücretsiz giriş yapma imkanı tanıyor.

Ne Yenir;  Doğal güzelliklerinin yanı sıra verimli topraklarında yetişen sebze ve meyvelerden yapılan birçok yemek vardır. Bunların başında gelenler; Kabaklı börek, Zılbıt, Doruk, Yaprak sarma (Mancar Sarması olarak geçer, bahçeli evlerin neredeyse hepsinde Kara Lahana dikili bir çok yemeği de yapılmakta) Malay, Ereğli pidesi, Soslu Kebap ve Tirit yer alıyor. Ayrıca Sahil şehri olduğundan dolayı balık restoranları da vardır, benim favorim Palamut taze taze kapına kadar seyyar satıcılar tarafından geliyor ? sahil şehrinde oturmanın en güzel yanlarından biri galiba.

Nereler Gezilir;

Zonguldak Maden Müzesi : Çınartepe Mahallesi’nde yer alan Zonguldak Maden Müzesi, şehrin en önemli üretim kaynağı olan taş kömürü madenciliğinin izlerini, büyük bir başarıyla ziyaretçilerine aktarıyor. 

Karadeniz Ereğli Müzesi (Halil Paşa Konağı): Halil Paşa Konağı olarak da bilinen Karadeniz Ereğli Müzesi, 19. yüzyıl sonlarında padişah II. Abdülhamit döneminde, Halil Paşa Karamahmutoğlu tarafından yaptırılmıştır. Bozhane Yalı Caddesi üzerinde yer alan konak, eski bir kilisenin temeli üzerine inşa edilmiş ve Roma döneminden kalma binalardan toplanmış antik spoli malzemeler şapolyen olarak, cephe süslemesinde, kullanılmış.

Filyos Plajı: Çaycuma’ya yakın bir konumda yer alan Filyos Plajı, özellikle yaz aylarında, dolup taşmasıyla biliniyor. Zonguldak’taki en meşhur plajlardan birisi olan Filyos Plajı, deniz, kum ve güneş üçlüsünün tadını doya doya çıkaracağınız bir plajdır.

Ilıksu Plajı:  Plaj, manzarası ve içerisindeki imkanlarıyla göz dolduruyor diyebiliriz. Özellikle yaz aylarında geldiğinizde, birçok eğlenceye de katılmış olacaksınız. Müzik eşliğinde dans edecek, düzenlenen yarışma ve etkinliklere katılacak ya da sadece yüzüp güneşleneceksiniz.

Kapuz Plajı:  Zonguldak Kent merkezine bağlı Yeşil Mahalle’de yer alan Kapuz Plajı, Zonguldak’ın yerel halkı, özellikle gençler, tarafından sıklıkla tercih ediliyor. Uzunluğu 180 metre, genişliği ise 25 metre olan plaj, Zonguldak Belediyesi tarafından işletiliyor. Zonguldak’taki tek mavi bayraklı plaj olan Kapuz Plajı, ormanla iç içe harika bir yerdir.

Kozlu Sahili:  Kozlu Polis evi mevkiinden başlayarak, Öküşne mevkiine kadar uzanan Kozlu Sahili, diğer tercih edilen plajlardan biridir. Eşsiz bir manzaraya hakim olan bu yer, özellikle gün batımında bir başka oluyor.

Gökgöl Mağarası: Türkiye’nin en uzun onuncu mağarası olma özelliğine sahiptir. Çoğu ziyaretçinin tedavi amacıyla buraya geldiğini belirterek, mağara içindeki sıcaklığın ve nem oranının çok fazla değişmemesinden dolayı, mikro klima özelliğinin astım hastalarına iyi geldiğini eklemeliyiz.

Zonguldak’ta birçok anım oldu. Evden çıkıp Kozlu Plajına yürümeyi, trenin geçişini seyretmeyi, kışın gri havaya rağmen denizi seyretmeyi, engebeli yokuşlarını ve yemyeşil görüntüsünü unutmayacağım. 🙂 Ülkemizin çeşitli kültürünü, insanlarını, yemeklerini, doğasını, tarihini keşfetmeye gezip, görüp, tatmaya buradan başlamaya ne dersiniz? Şehrin keyfini çıkarın! Diğer yazılarım için beni takip etmeyi ve profilimi ziyaret etmeyi unutmayın.