Bir içecek düşünün, sadece içecek değil üstelik! Ruhani bir birliktelik! Bir seremoni! Hüzün savar, neşe saçar! Deminde huzur aranır! Evet, çaydan bahsediyorum.
Tarihi ve asaletiyle yüzyıllardır önemini ve güzelliğini koruyarak, gelişip çeşitlenerek tüm kültürlerde yer almaya devam ediyor. İlk kez milattan önce 2700’lü yıllarda rastlanıyor kendisine, bugünkü hali ile tüketimi ise milattan sonrayı buluyor. Esasında çeşitli bitkilerin, yapraklarının, gövdelerinin, köklerinin, çiçeklerinin, kabuklarının, tohumlarının kaynatılmasıyla veya haşlanmasıyla elde edilen bir içecek türüdür.
Çay çalısının bilimsel ismi ise “Camelia Sinensis”tir. Çay, çalının yapraklarının, ısıtılması, kurutulması ve bazen diğer meyve veya bitkilerle karıştırılması sonucu hazırlanır. Uzak doğuda ortaya çıkan bu içecek cinsinin, demleme şekilleri bile yöreden yöreye farklılık gösterir. Örneğin Çin de kavrulup sulandırılarak demlenirken aynı çay Japonya’da yüksek ısıda su buharı ile demlenir ve minik tat farkları oluşur. Bazı Kuzey Afrika ülkelerinde ise yüksekten bardağa boşaltılarak havadaki oksijenin çayın içine nüfuz etmesi amaçlanarak yeni bir tat sağlanmaya çalışılır.
Asya’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Amerika’ya hemen her yerde bilinen ve tüketilen çayın etimolojisini hiç merak ettiniz mi? Ya da tüketimi nasıl bulundu? Neden binlerce çeşit üretildiği halde aynı şekilde demleniyor düşündünüz mü?
Peki “Çay” kelimesi, neredeyse tüm dünyada iki farklı şekilde isimlendirilmiş bunu nedeni ne?
Çoğu Avrupa kültüründe çay kelimesi “Tea ve Te” şeklini almışken Doğu kültürlerinde “Ça” “Cha” ve “Chai” şeklindedir. Sebebi Çinin kuzey ve güney bölgelerindeki lehçe farkından ötürü o bölgelerin ticareti sonrası farklı isimlerle taşınmış. İthalatını deniz yoluyla sağlayan Avrupa, yörenin lehçesinde “Te” ile isimlendirilmiş halini kullanarak “Tea” olarak adlandırmış, doğu ülkeleri ise kara yoluyla aldıkları çayın adını yine yörenin lehçesinde yer alan “Cha” ya da “Chai” isminden türetmişlerdir. Türkiye de bu ülkelerden biri olarak Farsçadan aldığı kelimeyi “Çay” olarak adlandırmış bu şekilde kullanmaya devam ediyor. Demleme yöntemleri ufak farklılıklar gösterse de ana mantık aynı, yüksek ısı ile pişirip fermente olmasına izin vermeden taze içim sağlamak.
Çeşitlerinden bahsetmek mümkün fakat ülkemizde hala her yörede, her şehirde, her sabah aynı siyah çay demlenir, her ortamda bilindik bir soru sorulur “Çay var mı?” Bu bahsedilen şey sadece içecek olamaz sanırım. Bir sembol, hüznün ve neşenin dışavurumu. “Herkese benden çay!” diye bir Anadolu tabiri de var ki çayın tadını şaha kaldırır. O halde tüm okuyuculara benden çay deminde huzur kokan, tadında neşe barındıran…
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere sevgiler…
Geleceğe Not
Her hafta yeni bölümlerle yayın yapan podcast kanalı.
Yazı Arşivi