Bilinen tarihiyle, latince “vasum” yani çanak, tas, damar anlamlarını içeren sözcüğünün evirilmesi sonucu oluşan vazo yüzyıllardır evlerde yer etmeye devam ediyor. Şekli, büyüklüğü ve hatta hammaddesinin ne olduğu da mühim değil üstelik, çok geniş bir yelpazede hayat buluyor. Peki, bu nesnenin bulunuş amacı ne olabilir? Yüzyıllar öncesinde belki en ilkel ihtiyaçları karşılamaya uğraşırken dahi doğayı koklamak istemek mi? Sadece su ile belirli bir süre yaşam alanlarında hayatta tutmaya çalışılmasının bir sebebi olmalı! Belki bitkilerin sadece görüntüsünün bile şifa olduğu keşfedilmiştir? Öyle ki Osmanlı döneminde bitkilerin bazıları hastalıkların tedavisinde fazlasıyla önem teşkil etmiş.
Şimdilerde ise kesme çiçek satıcılarının ihtiyaca binaen buldukları bazı yöntemlerle vazolarda uzun süreli bitki tutulması sağlanıyor ve online olarak alın satım yapılabiliyor. Kimyasal çözümleri uygun görmediğimden daha evsel bir örnek vermek istiyorum suya bir kesme şeker atarak siz de vazodaki çiçeğin daha uzun ve güzel kalmasını sağlayabilirsiniz.
Dalından koparılıp iç mekânlara taşınan bitkiler sonraları toprağıyla alınmış içeri. Burada da sanırım saksılar devreye girmiş. Bin bir çeşit bitki insanın yanı başında olabilmiş bu sayede. Ya da kök salmak istemenin ufak bir yansıması da olabilir. Belki vazolar, hercai bir amaca hizmet ederken saksılar uzun yaşamı simgeliyordur?
Fakat insanı şaşırtan bir gerçek var. Vazonun tarihi antik çağlara dayanırken saksılar daha sonraları kullanılmaya başlanmış pencere önlerinde. Örneğin Osmanlı kültüründe pencere önüne yerleştirilen sarı çiçek evde hasta var yüksek sesle konuşmayın ricası imiş dışarıdan geçenlerden, ya da kırmızı çiçekli bitki bu evde genç kız yaşıyor demekmiş. Uzak doğudan alınıp, Osmanlı vasıtasıyla Avrupa’ya yayılan çiçekli bitki yetiştiriciliği Victorian döneminde tablolarda kendini göstermeye başlayıp sonraları yemek masalarında vazolarda yerini almış. Sanat tarihinde oldukça büyük öneme sahip vazolar çeşitli şekillerle günümüze kadar ulaşmış ve en kıymetli antikalar arasında ilk sıralarda yer almış. Osmanlı dönemi çinileri, uzak doğu seramikleri, porselenler, camlar derken günümüze kadar ulaşmış ve varlığını korumaya devam ediyor. Belki ilk yapıldığı dönemlerde başka amaçlara hizmet etmiştir fakat ben bitkilerin kısacık bir haz için kesilip biçilmesine, kesme çiçek aranjmanlarına razı olamıyorum. Son yıllarda kurutulmuş bitkiler için de barınak olmaya başlamış olan vazolar kısmen daha hoş gözükse de gözüme ben bitki köklendirmede kullanmayı tercih ediyorum. Size neyi anımsatır bilemiyorum fakat ağır ve oturaklı duruşlarıyla vazoların evlere oldukça hoş bir görünüm kazandırdığına inanıyorum.
Dekorasyon da bitkilerin artan rolünden ve insan üzerindeki etkilerinden bahsedeceğim bir sonraki yazımda görüşmek üzere. Sevgiyle…
Geleceğe Not
Her hafta yeni bölümlerle yayın yapan podcast kanalı.
Yazı Arşivi