Teknolojinin günden güne gelişmesi, hayalini bile kuramayacağımız şekilde hayatımıza yansıyor. Sürücüsüz araçlar, giyilebilir teknoloji, kontrol edilebilir iklim, sanal gerçeklik bunlardan yalnızca birkaçı.
Dijitalleşmeyle birlikte dünyanın farklı noktalarındaki kişilerin birkaç saniyede birbiriyle iletişime geçebilmesi ve kripto madenciliğinin şifreleme algoritmaları; geleneksel olarak yürütülen bir konuya farklı bir bakış açısı getirdi. Artık sanat anlayışında da değişimler, yeni kavramlar karşımıza çıkmaya başladı. Son zamanlarda sıkça duyduğumuz bu kavramlardan biri olan NFT’yi (Non Fungible Token) “takas edilemez dijital varlık” veya “takas edilemez jetonlar” olarak dilimize çevirebiliriz.
İlk NFT’ler Ethereum tabanlı olup 2015 yılı civarında adından söz ettirmeye başladı. NFT ne kadar Blockchain işlem temelli olsa da onun benzersiz ve değiştirilemez oluşu onu sıradan bir kripto paradan daha özel kılıyor. Dijital olarak depolanması ve eşsiz olması koleksiyon meraklılarının ilgisini çekiyor.
Tüm sanat eserlerinde olduğu gibi bir eser kendinden öncekilere benzemez; yapılış tarzı, kullanılan renk, çizgi geçişi vb. anlamında farklı olup öncü oluşu sanatsal değer taşımasına neden oluyorsa NFT için de aynı şeyi söylemek mümkün.
Koleksiyonluk değeri olan bir ürün işlevi olmamasına rağmen duygu değeri, anlattığı olay veya dönemini özgün bir şekilde yansıttığı için alınabilir. Ya da kripto paralarda olduğu gibi somut bir karşılığı olmamasına rağmen yatırım amaçlı da alınabilir.
Bir ürüne veya sanat eserine yüksek değerlerin biçilmesi, ona sahip olmanın getirdiği hazdan ve yalnızca bende var duygusundan kaynaklı olduğunu söylemek mümkün. ‘Zamanında kimsede olmayan bavul büyüklüğünde bir radyo karşılığında bir tarlanın takas edilmesi’ o zamanlar için kişiye nadir olan bir şeyin onda olmasının hissettirdiği haz gibi. Çoğu zaman alıcının değil yalnızca satıcının değerinden anladığı bir maden olan elmasın, dünyada milyar dolarlık bir endüstri oluşturduğunu da unutmamak gerekir.
NFT’nin ise nasıl bir piyasa değerine ulaşabildiğini görmek için birkaç örneğe göz atalım.
Dijital sanatçı Beeple tam 13,5 yılda (5.000 günde çizilen 5.000 resim) tamamladığı “Everydays: The First 5.000 Days” isimli jpeg formatındaki NFT’sini, bugüne kadar ki en yüksek fiyatla 69.3 milyon dolara sattı.
CryptoPunk koleksiyon parçaları olan CryptoPunk 7804 adlı pipolu erkek figürü 7,57 milyon dolara ve CryptoPunk 3100 adlı bandanalı figür ise 7,58 milyon dolara satıldı.
Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey attığı ilk tweet’i NFT olarak tanıttı ve 2.5 milyon dolara sattı.
Dijital sanatçı Tarık Tolunay, Galata Köprüsü ve Karaköy’e ev sahipliği yapan “Fractal İstanbul – Pandemi” isimli eserini 20 Ethereum’a yaklaşık 52 bin dolara sattı.
Geçtiğimiz günlerde de Saba Tümer kahkahasını, 90 bin TL’ye satmasıyla bu konunun ne kadar geniş bir alana yayılabileceğini gördük.
NFT’ler içinde sanatçılara gelecekteki herhangi bir satıştan bir pay almasını sağlayacak akıllı sözleşmeler de barındırabilirler. Düşünün ki bir film çekilip dijital bir platforma satılmış olsun. O film artık dijital platformun olsa da üretici-yapımcı-sanatçı yaptığı sözleşmeyle satış fiyatının yanı sıra izlenme, beğenme, puanlama durumuna göre pay alabilir, hatta filmde rol alan oyuncular bile bu durumdan faydalanabilir.
Eğer NFT satıcısı ya da alıcısı olmak istiyorsanız bir kripto para cüzdanına ihtiyacınız var. Ardından OpenSea, Mintable, SuperRare, Nifty, Gateaway ve Binance gibi platformlardan birine kayıt yaptırıp belli bir giriş ödemesi yaparak alım-satım işlemini gerçekleştirebilirsiniz.
Tabii ki bir de bu yöntemin çevreye verdiği zarar var. Bir ressamın, sanatını icra etmesi için sentetik boya, palet, kanvas tablo kullanması ya da bir heykeltıraşın mermer yontarak doğadaki bir malzemeyi kullanıyor olması az ya da çok doğaya zarar vermesinin yanında, dijital içerikli bir sanat eserinin doğaya nasıl bir zararı var diyebilirsiniz. NFT’ler kripto para madenciliği alt yapısıyla çalışıyor olduğundan oldukça yüksek enerji tüketimi gerektiren bilgisayarlara ihtiyaç duyarlar. Kripto para madenciliği için gereken yıllık enerji kimi ülkelerin tükettiği yıllık enerjiden daha fazla olduğunu düşündüğümüzde NFT kullanımının artması her geçen gün ihtiyaç duyulan enerjinin ne denli artacağı hakkında bize bir fikir veriyor.
Peki NFT bir balon mu, yeni gelen düzenlemelere karşı kripto paraların karşılıksız transferi için bir yol mu yoksa söylendiği gibi sanatta yeni bir dönemi mi başlatacak???
Geleceğe Not
Her hafta yeni bölümlerle yayın yapan podcast kanalı.
Yazı Arşivi