Savaşa Karşı Sanat

Geleceğe Not > Yazılar > Makaleler > Savaşa Karşı Sanat

post cover

Savaşa Karşı Sanat

  • Yazar: Mümin Gülmez 
  • Category: Makaleler 
  • Yorumlar (0) 

1997 sonrası NATO genişlemesini ülkesinin güvenliğine yönelik bir tehdit olarak gören Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, bu doğrultuda Ukrayna’nın silahsızlandırılması amacıyla 24 Şubat 2022 tarihinde başlattığı askeri harekat şu sıralar dünyadaki tek gündem maddesi. Gerek konvansiyonel medyaya gerekse sosyal medyaya yansıyan görüntüler, yaşanan dramı ve korkunçluğu iliklerimize kadar hissettiriyor. Her zaman olduğu gibi masa başında alınan vahşi kararların yükünü yine masum insanlar çekiyor. İşin en kötü yanı ise şahit olduğumuz bu vahşetin ne ilk ne de son olacağını biliyor oluşumuz. Ve bildiğimiz bir şey daha var ki, o da insanoğlunun bilinç düzeyini geliştirmediği sürece şiddetin dozunun her geçen gün daha da artacak oluşu. İşte bu bilinç düzeyi ise yalnızca bilim ve sanatın ışığı ile gelişebilecek bir olgu. Tarih boyunca hayatını bu ışığa adayanların, şiddetin karşısında anlık mağlubiyetleri olsa da uzun vadedeki zaferleri bugün hepimizin hayatına olumlu olarak etki etmiş durumda. Bu etkinin sanat kısmına kısa bir şekilde göz atacak olursak, 1914-1918 yılları arasında yaşanan Birinci Dünya Savaşı’na karşı bir protesto niteliği taşıyan Dadaizm akımı Zürih’te başlayıp, Köln, Paris, New York ve Cenevre gibi şehirlere yayıldı. Savaşın getirdiği buhran sanatçıların, orduya, kapitalizme ve dönemin orta sınıfına karşı birlik olmasına yol açtı. Yeni tekniklerin öne çıktığı bu dönemde, John Heartfield ve Raoul Hausmann gibi sanatçılar kolajı, Man Ray fotoğrafı, George Grosz ise resmi kullanarak çağdaş yaşamı eleştiren eserleriyle adeta bir sanatsal ayaklanmaya yol açtı.

1937 yılına geldiğimizde ise 26 Nisan günü yani İspanya İç Savaşı sırasında Guernica’ya düzenlenen, hava saldırısı büyük bir yıkıma ve pek çok sivilin ölümüne sebep olmuştu. Alman Luftwaffe kuvvetlerine bağlı Kondor Lejyonu ve faşist İtalyan yönetimine ait Lejyoner Hava Kuvvetleri’nin gerçekleştirdiği saldırı, Pablo Picasso’nun da tepkisine yol açmıştı. Tam da bu sıralarda İspanyol hükümeti, Paris’teki 1937 Dünya Fuarı için Picasso’ya büyük bir duvar resmi sipariş etmişti. Hazırlık çalışmalarına 1 Mayıs’ta başlayan Picasso, bu anıtsal resmi yaklaşık beş hafta içinde bitirdi. 3,5 metre yükseklik ve 7,8 metre genişlik ile ortaya çıkan bu eser, şu an bile sanat dünyasında en büyük savaş karşıtı resim olarak kabul edilir.

Guernica’nın ortaya çıkışından 32 yıl sonra ise resmi adı Woodstock Müzik ve Sanat Fuarı olan Woodstock Festivali düzenlendi. Joan Baez, Santana, Janis Joplin, The Who, Jefferson Airplane, Jimi Hendrix ve Johnny Winter gibi isimlerin New York’un 171 kilometre uzağındaki bir çiftliğe 500 bin kişiyi bir araya getirmesi, çağdaş kültürün savaşa karşı en simgesel duruşlarından birine dönüşmüştü. Vietnam Savaşı’nın yanı sıra 1968 yılında Martin Luther King’in bir suikastla öldürülmesinin de etkisiyle çalkantılı günler yaşayan ABD’de hippiler umutsuzluğa karşı bir gençlik ateşi yakmıştı ve bu ateş Vietnam Savaşı’nın karanlığı içinde dev bir aydınlığa dönüşmüştü.

Doksanlı yılların başında ise çanlar bu kez Balkanlar için çalıyordu. 1992’den 1995’e kadar süren Bosna Savaşı’nda 100.000’den fazla insan hayatını kaybetmişti ve yaklaşık 2 milyon insan yaşadığı yerden göç etmek zorunda kalmıştı. Woodstock’ın üzerinden çeyrek asır geçmesine rağmen Rock müziğin başkaldırı kültürü de aynı isyankarlıkla devam ediyordu. 1994 yılında Iron Maiden’ın solisti Bruce Dickinson ve ekibi keskin nişancıların ve bombaların arasında Saraybosna’ya konser vermeye gitmişti. Savaşın umutsuzluğu içindeki genç kitleye bu cesur tavrı ile önemli bir moral kaynağı oluşturmuştu Dickinson.

Ve son olarak günümüze geldiğimizde yazının başında belirttiğim Rusya-Ukrayna Savaşı sırasında da savaşa karşı duruş sergileyen birçok sanatçıya şahit oluyoruz. Savaşta iki haftayı geride bırakırken, ileriki yıllarda dahi simgeselliğini koruyacak bir olaya tanıklık ettik. Rus askerleri 60 kilometrelik konvoyla başkent Kiev’e doğru ilerleyişini sürdürmeye devam etmesine rağmen Kiev Klasik Senfoni Orkestrası kentin en önemli meydanlarından biri olan Maidan Meydanı’nda bir konser verdi. Normalde yaklaşık 70 müzisyenin görev aldığı orkestrada yalnızca 20 müzisyen siren seslerine karşı enstrümanlarını bir kalkan olarak kullandı. Gözyaşları, çocukların korkuları, bomba ve silah seslerinin karanlık bir fon oluşturduğu Kiev’de sanat yeniden insanlığın geleceğine dair bir umut aşıladı.

Geleceğe Not

Her hafta yeni bölümlerle yayın yapan podcast kanalı.