Çocukluğa Işınlayan 10 Lezzet!

Geleceğe Not > Yazılar > Makaleler > Çocukluğa Işınlayan 10 Lezzet!

post cover

Çocukluğa Işınlayan 10 Lezzet!

  • Yazar: Mümin Gülmez 
  • Category: Makaleler 
  • Yorumlar (0) 

Hayatın keşmekeşine dalıp, o eski güzel çocukluk günlerini unutanlardansanız eğer; yüzünüzde tebessümle, yazının devamında ki tatları anımsayın ve sıkı tutunun.  Sizi çocukluk günlerinize ışınlıyoruz!

Tek derdimizin ezan okunmadan eve dönüp, azar yememek olduğu o günlerde, cebimizdeki harçlığı mahalledeki bakkal amca ile paylaşır, paramız neye yeterse alırdık. Şimdi hatırlayınca, geçmişte her şeyin tadı bir başka, kokusu bir farklıydı aslında. Süt mısırdan, salçalı ekmeğe kadar hepsine bayılır, mideye indirmek için can atardık.

Bu yazıda hepimizi çocukluğumuza ışınlayacak o 10 lezzeti sıraladık.

1. Macuuun! Macuncuuuuu!

Temelde şeker, su ve limondan oluşan bu karışım, Osmanlı Döneminden günümüze kadar gelen bir tattır. Gerek satan kişilerin geleneksel kostümleri, gerekse kıvamlı, renkli formu ile görsel bir şölen sunar. Elma, limon, vişne, portakal gibi farklı aromalardan oluşan şekerler, ahşap çubuklara sarılarak satılmaktadır. Eskiden her köşe başında satılan bu lezzeti günümüzde Ramazan Ay’ı dışında bulmak çok kolay olmayacaktır.

2. Salça-Ekmek

Sokakta koşup, tüm enerjimizi tükettiğimizde ya da okuldan aç geldiğimizde, annemiz hemen elimize salçalı ekmek tutuşturur, sustururdu ‘Anne acıktım.’ diyen haykırışlarımızı. O ne lezzetli gelir, ne güzel doyururdu bizi. Ekmek beyaz undan yapılmış kalın bir dilim ve salça ev yapımı olması kaydı ile hala erişebileceğimiz tatlar arasında.

3. Patlayan Şeker

Yok böyle bir haz! Dilimizin üstünde çat-pat sesleri çıkaran, ağzında havai fişekler patladığını hissettiren kristal parçalarıydı. Hemen yanımızda ki arkadaşımıza ‘Duyuyor musun sesleri?’ diye sormadan edemezdik.

4. Sulugöz

O yeşil ambalajı düşünüldüğünde bile tadı dillerde hissedilen, ekşiliğinden gözümüzün yaşardığı, yüzümüzün şekilden şekle girdiği sakızı bilmeyen yoktur. 3 saniyede tadı geçse de hepimiz müptelası olup, her teneffüste alır, bazen birkaç tane birden atardık ağzımıza.

5. Bisküvi Arası Lokum- Püskevit

2 adet bisküvi ve 1 adet lokum eşliğinde hazırlanan bu tatlı atıştırmalık aslında 90’lardan da öteye dayanıyor. Tabi o zamanla waffle, ekler gibi lezzetler yok. Koli ile satılan lokumu koy bisküvi arasına ve bastır, hepsi bu!

6. Meybuz

Yazın en sevdiğimiz lezzetiydi. İnce, uzun, şeffaf, plastik ambalajını ısırarak açar, hüpletirdik. Farklı aromalara sahip bu meyveli buzlar, yapıldığı meyveden aldığı rengi ile cezbederdi bizi. Artık satılmasa da, meyveleri dondurarak daha sağlıklı versiyonunu evde yapmak mümkün.

7. Leblebi Tozu

Toz haline getirilmiş leblebiyi, silindirik ambalajlarda 10 kuruşa alırdık. Kafamıza diker, genzimize kaçan tozu ile öksürür ama yine de vazgeçemezdik. Bazı kuruyemişçilerde leblebi tozu hala satılmakla birlikte, aynı lezzeti verir mi bilmem ama evde sarı leblebiyi rondoda çekip, toz haline getirerek tüketmekte bir alternatif.

8. Yumiyum

Yazıyı yazarken 30. yaşında tekrar piyasaya sürüldüğünü öğrendiğim ve online alışveriş sitelerinden rahatlıkla temin edilebilen, uzadıkça uzayan şeker. Pembe, uzun çubuk şeklinde olan bu şekeri tüketirken dişlere yapışmasını engellemek tabi ki mümkün değildi.

9. Cino

Sadece bakkallarda değil, kırtasiyelerde de satılan, kayısı ve portakal dolgulu çikolata. Genellikle para üstü olarak kasa yanlarında, turuncu ambalajı ile bize göz kırpardı.

10. Capri-Sun

Önce hüplet, sonra gümlet!

Yıllar geçse de hala sloganı hepimiz hatırlıyoruz. Farklı meyve konsantrelerinden oluşan bu içeceği hızlıca içtikten sonra şişirip, patlatırdık. Bazı marketlerde hala satışı bulunmaktadır.

İçinizdeki çocuğu hiç kaybetmemeniz dileği ile.

Peki ya sizin favoriniz hangisi?

Geleceğe Not

Her hafta yeni bölümlerle yayın yapan podcast kanalı.